Ekip Yöneticileri için 10 Soğuk Gerçek
Çalışma hayatımızda bazen rutinler ve “iyi bildiğimiz” ve “iyi başardığımızı düşündüğümüz” şeyler gözlerimizi kapatabilir, görmekten hoşlanmayacağımız gerçeklerden bizi uzaklaştırabilir.
Bu gerçeklere ulaşmanın ve onlarla yüzleşmenin iyi yollarından biri “geri besleme” aramak, istemek, almak ve uygulamaktır, siz geri besleme alınca savunmaya mı geçiyorsunuz yoksa?
Bu olası “kör noktaları” düşündüm ve sizlere on farklı konuda “farklı” ve “daha doğru” olabilecek yaklaşımları paylaşmak istedim.
Ekibiniz başarısız olduysa…
Bu nesnel gerçekliği sindirdikten hemen sonra yapmanız gereken ilk şey “aynaya” bakmaktır. Yönetici olarak ekibinizin iş sonuçlarından “sorumlusunuz”. Yaklaşımınız, uyguladığınız yöntemler ve ekibin size göre beceri veya motivasyon düşüklüğünden bağımsız olmak üzere bu sizin başarısızlığınızdır. “Dışarıdan” ve “üstten” bakıldığında bu durumun sizin başarısızlığınız olarak değerlendirileceğinin farkında olun lütfen, tedavi eylemlerinden önce teşhiste netlik çok değerlidir.
Güven kazanmakla ilgili sabırsız iseniz….
Biliniz ki güven kazanmak uzun sürebilecek bir süreçtir. Tek bir olayla kazanılamaz. Yavaş yavaş, siz ekibinize güvendikçe, dediklerinizi yaptıkça, sözünüzü tuttukça, ekiple birlikte karar alabildikçe ve siz kırılganlığınızı gösterebildikçe yükselecek ve istediğiniz seviyeye gelecektir.
Yeteri kadar takdir etmiyor iseniz…
…ve bu konuda çeşitli mazeretleriniz varsa, bu konuya yeniden bakmanızı öneriyorum. “Zaten işleri, ne gerek var takdir etmeye” veya “Takdir edecek bir şey bulamıyorum” veya “Takdir etmek bana suni geliyor” gibi bazı cümlelerle bu davranışınızı kendi kafanızda “kabul” ettiyseniz biliniz ki takdir görmeyen çalışanların size ve şirkete bağlılığı azalıyor, çok daha kolay ayrılabiliyorlar, değer ve takdir görmedikleri yerde durmak istemiyorlar.
Süreçleri aşırı karmaşık hale getirme eğiliminiz varsa….
Bu “mükemmeliyetçi” tarafınızdan olabilir, “kontrolcü” tarafınızdan olabilir, “sistem kurma” meraklısı olabilirsiniz. Biliniz ki bu yaklaşımınız çoğu kez sizin işin içinde olmanızı gerektiren bir “darboğaz” yaratıyor, onaylar, imzalar ek bürokrasi yaratıyor, aynı zamanda ekibe onlara güvenmediğiniz mesajını da veriyor. Herhangi bir süreci “sadece” kendi onayınıza bağladıysanız tüm ekibin ellerini bağlamış oluyorsunuz.
Açık kapı politikası uyguluyorum ama kimse benimle konuşmuyor diyorsanız…
İnsanlar kendilerine olumsuz bir dönüş olmayacağından emin olduklarında kendilerini rahatça ifade edebilirler. Kendinizi son derece “ulaşılabilir”, “konuşulabilir”, “arkadaş gibi” gibi sıfatlarla tanımlasanız bile, size kimse gelip sorununu iletmiyorsa, şikayetini seslendirmiyorsa, derdini anlatamıyorsa lütfen ekibinizi suçlamayın, yine oluşturduğunuz iletişim ortamı bu sonuçtan sorumludur.
Siz tükenmişlik içinde çalışıyorsanız…
Siz aşırı sık fazla mesai yapıyor, öğle yemeklerine gidemiyor ve sürekli gergin ve düşük enerji ile çalışıyorsanız yine kendinize bakmanızda fayda var. Burada kendi sınırlarınızı koyamamış olduğunuzu söyleyebiliriz. Siz bu durumda olduğunuzda biliniz ki ekibinize “iyi” bir örnek de olmuyorsunuz. Onlar sizi gözlemleyerek “Herhalde bizim de bu şekilde çalışmamızı istiyor” dediklerinde onları çekmiyor, itiyorsunuz.
Hatayı ve suçluyu ortalıkta yargılıyorsanız…
Bu senaryo belki kendinizi kısa bir süre için temize çıkarmanıza yol açabilir, hatta egonuzu tatmin edebilir. Ancak biliniz ki ekibiniz bunu unutmayacak, onların arkasında durmadığınızı hatırlayacak ve size olan güvenleri süratle düşecektir. Hem başkalarının yanında ekibinizi suçlayıp hem de sonra size güvenmelerini beklemeyiniz lütfen.
Yıldız çalışanlarınız ekibinizden ayrılıyorlarsa…
Ekibinizde başarılı çalışanlarınızın ayrıldığını görüyorsanız yine kendinize bakmanızda fayda var. Sadece maaş ve yan haklar değil, çalışanlar gelişim olanaklarını, değer verildikleri bir ortamı, öğrendikleri bir deneyimi istiyorlar, bunların sağlanmasında ekip yöneticisi olarak çok büyük sorumluluğunuz var.
Ekip yöneticisi olarak atandığınızda lider oldum diye düşünüyorsanız…
…yine yanılıyor olabilirsiniz. O rol, unvan yöneticiliğinizin tanımıdır, insanlara ilham verebildiğinizde, onları bir vizyon çerçevesinde tutkuyla çalışacakları bir ortamı sunabildiğinizde, onların gelişimine yer açabildiğinizde, yani liderlik becerilerini gösterebildiğinizde lider olma yolundasınız demektir.
Mükemmel görünmeye çok önem veriyorsanız…
Kendinize toz kondurmuyor, hata yapmam diyor, her konuyu bildiğinizi iddia ediyor ve ekibin eleştirilerini bile alamıyor, imajınız bozulacak diye en basit konuda bile “Bilmiyorum” diyemiyorsanız, yine ekibinizi siz kendinizden uzaklaştırıyorsunuz. Ne zaman insani tarafınızı, kırılganlığınızı paylaşabilecek noktaya gelirsiniz, o zaman ekibinizle aranızda güven artacaktır.
Bu maddelerden sizin için farkındalık yaratan bir madde oldu mu?