Blog

İş Yerinde Kendinizi Dipsiz Bir Kuyuda Hissettiğinizde

wallpaperflare.com_wallpaper (4)
Çalışan Sağlığı

İş Yerinde Kendinizi Dipsiz Bir Kuyuda Hissettiğinizde

İş yerinde zihin sağlığımızla ilgilenmek, kendimizi sabote etmemek, olaylara olumlu yaklaşabilme kapasitemizi artırmak (Pozitif Zeka) sağlığımız ve kariyerimiz için son derece önemlidir.

Sık sık eleştirel iç sesimizin (Pozitif Zeka: Yargıç) tamamen olumsuza döndüğü, kendimizi rolümüze uygun görmediğimiz, yapılmış bir davranışın bize saldırı olduğunu düşündüğümüz zamanlar yaşayabiliriz. Bu tür zamanlarda her şeyi olumsuz değerlendirmek, iyi görünmeyen şeyleri kat kat kötüymüşcesine düşünmek, oradan kendimizi acımasızca yargılamak yaygın olabilir. Böyle durumlarda yalnız hisseder, her kararımızı sorgular ve olumsuz algılar, ikili ilişkileri de beceremez olabiliriz. Siz buna benzer bir dönem yaşadınız mı?

Bu yazıda Pozitif Zeka’nın da katkılarıyla böyle bir durum için bazı önerilerde bulunmak istiyorum.

Kötü Hissettiğiniz için Kendinizi Suçlamayın

Size göre o anda kötü olan bir şey yaşıyorsanız, olumsuz duygulara kapılmanız doğaldır. Burada önemli olan bu olumsuz duygu halinizin çok uzun sürmemesi ve “aynı” olaya farklı bakabilme kapasitenizi geliştirebilmenizdir.

Her olay bir “hediye” veya bir “fırsat” olarak görülebilir.

Bir olaya nasıl bakabiliyorsanız, o olay sizin için baktığınız gibi olur.

Bunu yapabildiğinizde olumsuz duygulara kapılabilecek ama bunu çok sürdürmeyeceksiniz. Böylece olaylara daha olumlu, daha yaratıcı, daha merakla bakabilecek, farklı açılardan görme becerisini kazanabileceksiniz.

Tekrarlayın : Kafamda oluşturduğum olumsuz senaryo çok büyük ihtimalle gerçek değil.

Böyle zamanlarda olumsuz bir yaklaşım başka olumsuz duyguları tetikliyor. Örneğin bir iş arkadaşınızla bir tartışma yaşadığınızda olayı etkisinin çok üzerinde değerlendirebiliyoruz. Bu “olumsuz” gördüğümüz olayı büyütüp daha da kötü algıladığımızda gelecekte olma ihtimali çok düşük olan olayları yaşadığımız ana getirip kendimize endişe yaratıyoruz. Bu Pozitif Zeka’da tanımlanan “Aşırı Tetikte” sabotajcısının bize olumsuz etkisini özetleyen güzel bir örnek olabilir. Örneğin bu olayda iş arkadaşınızla yaşadığınız tartışma sonrası “Herhalde yarın beni işten atarlar, hayatım mahvoldu” derseniz o anınızı ve sonrasını olumsuz duygularla doldurmuş olursunuz.

Gelecekle ilgili endişelerimizin çok büyük çoğunluğu gerçekleşmeyecek ihtimaller üzerinedir. O ihtimale doğru gelişen olaylar olsa bile, inanın, bu endişe ettiğiniz olayın kötü sonuçlarını engellemek ve farklı çözümler bulabilmek için zamanınız olacak. Planlama yapmak, tetikte olmak güzel özellikler fakat aşırıya götürdüğümüzde kendimizi sabote ediyoruz.

Bir başka örnek, diyelim bir toplantıya çağrılmadınız. Aşırı tetikte sabotajcınız bunun bir felaket olduğunu, sizi artık değerli bulmadıklarını, projeden atılabileceğinizi fısıldıyor. Siz de işin aslını öğrenmeden bu fısıltıya kapılma eğiliminde oluyorsunuz zira bu “ilk anda” geliştirdiğimiz “otomatik” tepkilerimiz… Üzerine yargıcınız konuşmaya başlıyor, “Şimdi seni bu toplantıya çağırmayanlar ileride neler yapmazlar” diyor, “Kendini ortaya atamadın, bak, artık toplantıya bile çağırma gereği duymuyorlar” diyor, ve tahmin edeceğiniz gibi bu olumsuz düşünceler sizi yılgınlığa ve aşırı üzüntüye götürebilme potansiyeline sahip olabilir. Halbuki toplantıya neden çağrılmadığınızı araştırsanız, büyük ihtimalle sizin vaktinizi almak istemediklerinden, basit bir hata sonucunda veya sizin konuyla ilgilenmediğinizi düşündükleri için de olabilir.

Gözlerinizi Kapatın ve Görselleştirin

Beynimizle ilgili yapılan çalışmalar, bir şeyi, bir olayı istediğimiz gibi beynimizde canlandırdığımızda o olay olmuşcasına hareket edebildiğimizi ve o olayın olabilmesi ihtimalini de artırdığımızı gösteriyor.

Endişe ettiğiniz olay veya performansınız ile ilgili mükemmel sahneyi gözünüzde canlandırın ve onu yaşıyormuşcasına hayal edin… Örneğin yarın yapacağınız bir sunumdan önce gözlerinizi kapatın ve tüm dinleyenlerin size hayran olacakları ve istediğiniz onayı verecekleri bir sahneyi “yaşayın”.

Veya geçmişinizde önemli bir çatışmayı başarılı bir şekilde çözdüğünüz veya projeyi istediğiniz gibi bitirdiğiniz veya bir satışı başarıyla tamamladığınız sahneleri düşünün. Bu sorunları nasıl çözdüğünüzü ve performansınızı gözünüzün önüne getirin, bunu mümkün olduğu kadar spesifik ve ayrıntılarıyla yapmanız bu çalışmanın etkinliğini artıracaktır. O zor andaki stresinizi düşünün, o stresi nasıl başarıyla yönettiğinizi ve başarıya ulaştığınızı yeniden gözünüzün önüne getirin.

Bu endişe ve stres sarmalından çıktığınızda nasıl hissedeceğinizi hayal edin, hayal ederken de çıkmış gibi hissedebilirsiniz. Yardımcı olabilir.

Sahte görünmek yerine yardım isteyin

İçinde bulunduğunuz durumun zorluğunu ve size hissettirdiklerini halının altına süpürmek yerine bu konuda yardım istemek cesaret ve farkındalık gerektiriyor. Bunu yapabildiğinizde olayların tam da sizin düşündüğünüz gibi olmadığını güvendiğiniz insanlardan da duyabilirsiniz.

Bir mini destek grubunuz olması faydalı olabilir. Hiç birimiz birer ada değiliz, kendi kırılganlığımızı ortaya koyabileceğimiz güvenli bir ortamda insanlarla konuşmak ve paylaşmak çok faydalı olabilir.

Minik Zaferler Günlüğü

Bu olumsuz duyguların yoğun olduğu noktada olduğunuzda “iyi” olan şeylerin de değeri sizin için azalabilir, kendinizi sabote eden bakış açınız olumsuzlukları büyütürken olumlu eylem veya sonuçları yok sayma eğiliminde olabilir. İşte bu noktada bir farkındalık geliştirerek örneğin bir “Minik Zaferler Günlüğü” yazmaya başlayabilirsiniz. Yazdığınız bir yazıyı beğenen bir arkadaşınızın yorumu, o günkü kıyafetinizin size hissettirdiği, müdürünüzden bir minik takdir yazılmaya değer ve sizi olumsuz duygulardan kurtarabilecek olaylar olabilir.

Yapılan araştırmalar şükran duygumuzu ifade etmenin uzun vadede mutluluğumuzu artırdığını gösteriyor, sahip olduklarımıza teşekkür ederken, yaşadığımız minik olumlu olayları ve performansları not etmek çok faydalı olabilir.

Büyülenmiş Araştırmacı Merakı

İş yerinde yaşadığınız bir olay canınızı çok sıktı, hemen yargıcınız ve bir sabotajcınız konuşmaya başladılar. Bu olayın sizin hatanız olduğunu, hiç öğrenmediğinizi, başınıza kim bilir nelerin geleceğini ve daha bir çok yıkıcı düşünce… Bu düşüncelerden kurtulmanın bir yolu da Pozitif Zeka’daki Bilge Beynimizin güçlerinden biri olan “Keşfetme”…

Bu gücü ortaya çıkarmak çok zor değil, şu soruyu sorarak ilerleyebilirsiniz.

Bu konuyla ilgili hiç bir şey bilmeyen bir dış araştırmacı olsaydım neler sorar, neleri bilmek isterdim?

Bu sorunun peşinden gittiğinizde bir çocuk gibi, önyargılarınız ve otomatik olumsuz tepkileriniz yerine farklı açıları keşfedebileceğinizi göreceksiniz.

Bu yazıda referans vermekte olduğum Pozitif Zeka programının tanıtımı için şu linke bakabilirsiniz.

Fikrinizi buradan belirtin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir