Blog

Yazılı olmayan ofis kuralları – 1

ofis-kurallarc4b1
Genel / Liderlik / Ofiste İletişim / Şirket Kültürü

Yazılı olmayan ofis kuralları – 1

Bir süredir önemli bir tartışmanın taraflarını değerlendiriyorum, sürekli kendimle konuşuyorum bu konuda… Liderlik geliştirmek için bencil, sadece kendini düşünen, iyi gözükmeye önem veren, diğer çalışanların isteklerine işin amacına ulaşması uğruna gözünü kapatan, nasıl gözüktüğüne bakmadan “işi beceren” biri mi olmak gerekir, yoksa son dönemde ortaya çıkan liderlik literatüründe önerdiği gibi, iletişim yetenekleri üst düzeyde, kendi zayıflıklarını sergilemekten çekinmeyen, takıma değer veren, söylediği ile uyguladığı birbirine uyumlu bir profil daha iyi liderlik ile birlikte daha iyi iş sonuçları getirir mi…

Kariyerimde her iki tür müdürle de çalıştım. Bir tarafta liderlik yetenekleri son derece kısıtlı, ekibine hayatı zindan eden ama işin “yapılma” sürecinde acımasız olduğu için ve kimseyi dinlemediği için işin yapılacağından emin olan “müdürler”, diğer tarafta olumlu liderlik ve insanlık davranışlarına sarılarak sonuç elde edeceğini düşünen liderler vardı. Ne yazık ki kesin bir cevabım yok.

Görüyorum ki, bu iki “müdür / lider” karakter arasında şöyle bir fark var… biri ekibini “zorla” çalıştırır ve mümkün olan en küçük ayrıntıyı bile kendi idare etmek isterken, bu da ekibinde hemen “çıkıp gitme” duygusu yaratırken, diğer lider ekibi ile iyi ilişkiler kurmayı önemsiyor, sonuçlar belki ilk “müdür” kadar iyi olmuyor fakat sonuçlardan daha önemli olabilecek uzun dönem ilişkiler, güven tesis ediliyor. Kısa dönemli sonuçlara odaklı şirketler ilk tip müdürü seçerken, orta dönemli kültüre ve sonuçlara önem veren şirketler ikinci tip lidere yönelebilir.

Şunu net biliyorum, kurumsal hayatın kendine has “iç” kuralları var. Kariyerinizde ilerlemek istiyorsanız, bu kuralları sorgulamadan, kendi iç değerlerinizle uyumuna çok da önem vermeden, kurallar doğrultusunda hareket etmeniz gerekiyor. Bu iç kuralların farkında olarak bu kurallara uyum göstermeme eğiliminde iseniz, o zaman da kariyer basamaklarını tırmanamayacağınız farklı bir senaryoyu da kabul etmiş oluyorsunuz. Ben bu yazıda bu “yazılı olmayan” kurallardan bahsetmek istiyorum. Bunlara uymak tamamen sizin bir seçiminiz, ancak şunu bilmek gerek, bu kurallara uyduğunuz zaman kariyeriniz ilerler, şirketinizin sizin değerlerinize uymasını beklemeyin, tabii şirket sizin değilse…

Tekrar belirtmemde fayda var, bu “kuralların” tümüne ben katılmıyorum, sadece günümüz kurumsal hayatında yükselmek istiyorsanız, bu “kurallara” bir bakın diyorum…

  1. Kendiniz ve çalıştığınız bölüm ile ilgili olumlu haberler eken bir eylemci olun :
    • Başarılı olmak için tek kişilik bir halkla ilişkiler makinesi olun… İşyerinde yükselen çalışanlar çoğunlukla kimseye haber vermeden en iyi işi yapanlar değildir. Yükselen çalışanlar, kendi yaptığı işleri olduğundan daha iyi göstererek çoğunluğu etki altına alabilen kişilerdir. Tabii, en doğru yol, hem yüksek kalitede ve zamanında iyi bir iş yapıp, hem de bunu olduğundan daha iyi bilinmesini sağlamaktır. Burada genelde negatif bilinen ama çok güçlü bir araç olan “dedikodu” veya “söylenti”yi kullanarak yapabilirsiniz. Aslında şirket içi söylentilerin %80-90’ının doğru çıktığı saptanmıştır ve insanlar söylentilere garip biçimde inanırlar.
  2. Kariyer yolunuzu şu önerilerle aydınlatın…
    • Birlikte çalıştığınız çalışanların, rakiplerde sizinle aynı işi yapanların, kabaca gelir & paketlerinden haberdar olmaya çalışın. Piyasada değerinizi gerçekçi olarak bilin. Bunun için güncel bir CV’nizi aktif halde tutun ve “kafa avcılarını” tanımaya çalışın. Linkedin bu konuda çok faydalı imkanlar sunuyor. Gizliliği koruyacağını bildiğiniz belli kafa avcıları sizin neler yaptığınızı, en son başarılarınızı, bundan sonraki planlarınızı bilsinler ve belli rollerde onların aklına gelen biri olmaya çalışın. 
    • Kariyerinizde yükselme planlarınızı müdürünüze ve yakın çevrenize bildirmekten çekinmeyin. Yükselme imkanı veya promosyon söz konusu olduğunda öne atılmaktan ve bunu tartışmaktan çekinmeyin. Kariyerinizde yükselme planınız & amacınız olduğuna dair bir beklenti ve algı yaratın. Gerektiğinde kendi değerinizi net ifade edebilecek şekilde hazırlıklı olun ve istemekten çekinmeyin.
    • Bizim kültürümüzde kendini çok öne atanlar pek de sevgi & ilgi toplamazlar. Ancak burada önemli bir duyarlı nokta var. Etraftan alacağınız negatif elektrik kısa süreli olacaktır fakat bir rol veya bir proje için kendinizi riske atmanızı müdürünüz veya çapraz müdürler fark edeceklerdir. Bu size olumlu puan kazandırır.
    • Müdürünüze sizinle ilgili değerlendirmesini tekrarlamasını istediğinizi belirtmekten çekinmeyin. Eğer bir yükselme isteğinize “hayır” dediyse, bir dahaki sefere “Evet”i alabilirsiniz. Müdürünüzle bir sonraki rolünüzün sürecini konuşmaya özen gösterin. Artık bir çok firmada müdürle çalışan arasında bu diyalog teşvik ediliyor, daha açık konuşmalar söz konusu olabiliyor. Burada bence önemli olan, müdürünüzün sizin vizyonunuzdan haberi olmasıdır. Zaman içinde içinde bulunduğunuz rol veya bir sonraki rolünüzle ilgili müdürünüzün desteğini almak isteyeceksiniz. İleride bir eyleme geçtiğinizde müdürünüz şaşırmamalıdır, sizin vizyonunuzu destekleme noktasında ona karşı açık olmanız değerlidir. Ancak burada da kritik bir duyarlı nokta var. Ben Almanya’da Global bir firmada çalışırken, başka ülkelerde çalışma isteğimi müdürüme açık etmiş, hatta şirket içinde bir Singapur ve bir ABD rolü olmak üzere iki role başvurmuş ancak başaramamıştım. O noktada benim hatam artık Almanya’da o bölümde çalışmakla ilgili müdürüme olumsuz bir hikaye sunmamdı. Bunun üzerine benim gelişebileceğim & liderlik yapabileceğim bir rolü benden daha az yetenekli ve geçmişi daha az uygun birine verdi ve ben bunu sorduğumda, “Seni düşünmedim, zira sen gitmek istiyorsun” dedi. Bunu da bir ders olarak bir kenara yazdım.
    • Başka rollere, başka bölümlere, başka şehirlere ve / veya ülkelere gitme konusunda esnek olun.
    • Her yaptığınızı dokümante edin : Başarılarınızı, projelerinizin ilerleyişini, verdiğiniz ekstra bir desteği, gösterdiğiniz gelişimi, aldığınız eğitimleri, size verilen sözleri… Herşeyi…
      • Küçük not : e postalarda yazdıklarınıza dikkat edin. Bir defa sizden çıkmış bir metin artık geri dönemez. Kritik konuları çok kişili uzun e postalarda tartışmayın, genelde siz cevap verdikçe konu daha içinden çıkılmaz hale gelir. Çeşitli not alma programları var, Evernote, Workflowy veya OneNote gibi. Bir not alma düzeniniz olsun, bu şekilde özel ve iş yazışmalarınızı, kendi özel notlarınızı saklayabilirsiniz. Bazen belli bir noktada aldığınız bir kişisel not çok sonra işinize yarayabilir.

Devamı haftaya…

Bu yazının ilhamını şu kitaptan aldım…

 

Fikrinizi buradan belirtin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir